Göl Kıyısında Montrö ve Şato

Alp Dağları‘nın kıvrımlı yollarından, masal anlatılarını anımsatan doğa manzarası eşliğinde İsviçre‘ye giriyoruz. Her an bir dağ kulubesinden Heidi çıkacakmışcasına; ve sanki arabamızın içerisine dolan hakiki inek kokusu da aynı masallardan bize yollanan… Gözlerim Milka’nın mor ineğini arıyor. Hangi yamaçlarda otlamaktalar acaba?

Yahya Kemal‘in mısralarına takılıyorum ikide bir. Benzetmek olmasın sana dünyada bir yeri / Eylül sonunda böyledir İsviçre gölleriİstanbul‘un şairi onun güzelliğini ancak Eylül’de İsviçre gölleri ile anlatabileceğini söylerken, bir aylık bir gecikmeyle, Ekim sonunda bu tasvire şahit olmaya gidiyoruz.

Güney kıyısına Alpleri nöbetçi diken Leman Gölü’ne (diğer adı ile Cenevre Gölü) batı ucundan, Montrö‘den ulaşıyoruz. Bizim tarihimize boğazlar antlaşması ile girmiş küçük bir İsviçre şehri Montrö. Farklı dilleri konuşan ülkenin bu bölgesinde sokaklar Fransızca konuşuyor. Gölün karşı kıyısı Fransa.

     

XII. Yüzyıldan kalma Şato Chillon ( http://www.chillon.ch/en ) Montrö girişindeki uğrak noktamız oluyor. Eldeki en eski kaynaklara göre şato ilk olarak Savoy Hanedanlığı tarafından kullanılmış.

Gölün sularını duvarında hisseden Chillon, İtalya’dan Kuzeybatı Avrupa’ya uzanan Alp geçişlerine hakim olması sebebiyle dönemi itibariyle hem ekonomik hem de stratejik bir öneme sahip oluyor.

Chillon, Savoy Hanedanının aristokratlarına mekan olduğu gibi karanlık mahzenleri ile de dönemin suçlularına da zindan oluyor. Siyaset adamı François Bonivard (ö.1570) Hanedanın uygulamalarına karşı çıktığı için hayatının uzun bir dönemi -6 yıl- Chillon’un zindanında geçiyor.

Özgürlüğün simgesi haline gelen bu ismi önce J.J.Rousseau Heloise (La nouvelle Heloise) romanı ile ve sonrasında İngiliz şair Lord Byron, Chillon Mahkumu (The prisoner of Chillon) şiiri ile dünyaya tanıtıyor. 

Leman Gölü, Chillon’un duvarlarında uzanıyor/Binlerce metre derinlikte, aşağıda/Dev sular buluşuyor ve akıyor.

Ve o tutku ile Byron, Bonivard’ın mahkum kaldığı zindanı ziyaretinde duvarına kendi adını kazıyor. Ben de buradaydım.

     

Yahya Kemal‘den Lord Byron‘e İsviçre’nin gölleri şiirlere ilham veriyor ve biz Leman gölü kıyısında gezinti yaparken karşımıza Fredy Mercury‘nin heykeli çıkıyor. Söylenenlere göre bu küçük nüfuslu göl şehri onu albüm çalışmalarında misafir etmiş ve ihtimal ki şarkılarına da ilham vermiş.

Yaklaşık 90km uzunluğundaki Leman Gölü’nün bir ucunda Montrö var demiştik, diğer ucunda ise Cenevre. Bu yol güzergahında ise yine bizde tarihi önemi olan Lozan bulunuyor.

Siyasi antlaşlamaları imzalamak için de galiba İsviçre göllerinin huzuru gerekiyor.

***